spermdin

yine

yine

büyüdün

büyüdün

iyisin.

iyisin.

vay be bu harikaydı.

25 Eylül 2011 Pazar








hayatta herşey değişiverirken bılok sende öyle durmuyoveriyorsun tabi.
herşeyin güzel gittiği şu günlere bir nazar boncuğu takasım var =} şakalanşaka
geçen hafta bugun olimposta yemek yerken bungalovdan odalarımızın ortasında ki yemek bahçemizde görünen dizi muhteşem yüzyılken şimdi içeriden gelen ses yine muhteşem yüzyıl.
aslında bazı şeyler değişmiyor galiba. olimposta çeken birkaç kanaldan biri daha doğrusu mekanında televizyon olan birkaç yerden biri de diyebiliriz =} yok o kadar değil ama lig tv yok.
olimposa aşık oldum diyebilirim. çok güzel o kadar sade ki o kadar hiçbirşeyi yok ki orayı o kadar sevdim ki. tatilimize başlama yerimiz manavgattı. gidip gizi gördük, devrimle tanıştık sonrasında o akşam sideye gittik. side de antik kentin içinde deniz kenarında bira içerek geçirdik ilk günümüzü ve yaklaşık gece 3 4 gibi geldik eve.ertesi sabah gizleri zor olsada uyandırarak önce antalya ordan olimposa geçtik. daha doğrusu çıralı sapağında indik. önce çıralıda ki pansiyonlara baktık bu arada sapaktan aşaığı otostop ile indik. hayırsever doblolu bir çift 4müz art bavullarımızı aldı sağolsun :D çıralıda ki fiyatları beğenmeyip sahilden 3kmlik bir yürüyüş ile olimposa vardık. çok istediğimiz likya yolunun 3kmlik alanını yürümüş sayıldık =}




olimposta lila pansiyonda konakladık bungalov evlerimizde gayet otantik bir hava vardı. olimpos tamamen doğa kültür insan sevgisi dolu biryer. hippi dolu genç dolu enerji dolu bir yer. çok sevdim sahile indik bir gece. normalde yasakmış ama bakkal abi sağolsun janfarmayı ayarladı indik. kapkaranlık sadece ayışığı var uppuzunn taşlıkta bizden başka görünen yok. bir ara karanlıkta lahit tarafından gelen bir asalı bizi korkutsada otun bir çeşit kafasını yaşayan biriydi sadece. sonrasında biz giz ile işerken do bir tarafı devrim deniz tarafını tutuyordu. do tarafından gelen 2 kişi ile muhabbeti koyultmuştu ki tüm gece bizimlelerdi. gamze ile mehmet yakşalık 29 ve 30 yaşlarında 2 genç ama oldukça kafalardı hatta gamze de acıbademden çıkınca oldukça şaşırdık. bunlar üniversiteden arkadaşlarmış o sıra birbirlerinden hoşlanyrlarmış sonra kız başkasını bulup evlenmiş falan uzun süre görüşmemişler. geçen yıl birbirlerini bulmuşlar ve bir süre beraberlermiş. şimdi ayrılar ama çok iyi 2 arkadaşlar. hikayelerini dinledik o sırada gölge barda canlı müzik yapan ve insaları çok seviyorum yaaa diye yanımıza gelen can murat özkan aramıza katıldı. bize güzel şarkılar söyledi bizi güldürdü ve dünyayı çok seviyorum insanlara hayranım diyip yanımızdan ayrıldı  bizde yaklaşık saat 6 gibi ordan ayrıldık ve ayrılırkende söylediğimiz şey aynıydı sabah bibirmizi görsek tanımayız =} öyle de oldu. ama neyseki flaşla çekilmiş fotoğraflarımızvar.biz olimposta toplam 3 gece kaldık.gizemler 1gün kalıp sonraki öğlen döndüler. izin konusunda malesef bir sorun yaşandı. o akşam biz olimposun geri kalanını keşfe çıktık sonuna kadar yürüdük. öküz neresi kadirin yeri nası bi yer hepsini görüdk. sonuçta cactus barda oturma kararı aldık. sadece hippi dolu değişik bir canlı müzik yanında içinden gelen hareketleri dans gibi sergileyen insanların olduğu bir yerdi burası. orda baya oturduk ertesi gün oldukça yoğun bir şekilde kendimizi taş toplamaya verdik o kadar ki taşları yaklaşık 7 8 grup halinde hazırlayarak yanımıza bile aldık. o akşam olimposta ki son gecemizdi ve biz yine cactuse gitme kararı aldık gelsin tekila gitsin bira şekline burda geçirdik son gecemizi. bu sefer canlı müzik dahada güzeldi. saksafon gitar ve yanflüt sevdiğimz şarkıları çalıyordu oya boradan gelen sevmek zamanı adlı şarkı do'yu mest etti çünkü bütün yollarımızda sadece o şarkıyı dinleyerek geçirir zamanını =} arada langırt oynadık falan filan derken son sabaha uyandık. erkenden kahvaltı yapıp yine yola koyulduk. kaş yolculuğu zordu çok virajlı ve3 farklı vesait ile sağlanıyordu. neyse yolda aldığımız bilgiler ile direk otogarda kalacağımız pansiyonun adamı deniz bey bizi buldu hemen eşyalarımızı bırakıp çıktık dışarı. küçük çakılda denize girdik baya bi kaldık orda sonra pansiyona gidip giyinip çıktık çarşıda güzel bir yemek yedik saç kavurmalı rakılı falanlı filanlı sonra ertesi gün için tekne turu ayarladık. tekne turu için saat 10 gibi meydandaydık meydana giderken resmen tam olarak sırtüstü yatan kedi bizi biraz güldürdü. önce 40 dakika kadar otobüsle götüryrlar sonra tekneye geçiyoruz. bu şekilde zaman kaydı yaşanmamış olunuyr.tekne turunda harika yerler gördük antik likya kendi olsun kaleköyün harikalığı olsun burç koyundaki soğuk havalar olsun bir çok süper yer gördük ve denize girdik akşam oldukça yorgunduk.otogar uğradık ertesi güne dönüş biletini aldık tam otogardan çıkıp köşeyi döndü karşımıza onur ve sevgilisi çıktı  silivride oturan anılın arkdaşı sapık onur =} nelaka diyip şaşrdık onlarda dönüyorlarmış.neyse işte o gün pide yedik şehir turu yaptık birsürü antik kuntikyerlere girdik çıktık heryerde benim istediğim bez çantayı aradık. ben  bu çantayı olimposta bir kızda görmüştüm üzerinde kaş yazıyordu ve kaştan almaya karar vermiştik. ama ne yazık ki olabilecek görülebilecek heryere bakmamıza rağmen hiçbiryerde yoktu. artık dönmeye karar vrdik meydanda son sokağa girecektik bir sigar içelim dedik, oturduğumuz yerden bir baktım ki o çanta karşımda duruyor şok olmuştum resmen ya o kadar aradım o benm karşıma çıktı. hemen aldık =} ve resmen nasıl mutlu oldum anlatamam. yanda ki yerdende yüzük aldım ikimizde sonra heryer kapanmıştı bizde gittik odaya ertesi gün ise dalış zamanıydı. sabah erkenden kalkıp bavulları topladık kahvaltı yaptık odyı boşaltıp çantaları otelin terasa yerleştirdik. dalışa giderken hala bir tedrginliğim vardı korkuyordum resmen ya kulaklarımda oluşacak basınçtan falan. neyse gttik tekneye bizden baska discovery dalış yapack olan kimse yoktu. önceki akşam meydanda gördüğümüz 4lü prostat tayfasının da dalgış olduklarını görmek biiz oldukça şaşırtmıştı. önce tünel denen yere gidip dalgıç adamlar daldı kendileri 300 ere falan dünyanın heryerinde dalmış emekli adamlardı. neyse sonra onlar çıktılar kanyona doğru yola çıktık orda biz dalıcaktık ve benim heyecanım gittikçe artıyordu o sırada telefon çaldı. bi bktım mavi yaka şok oldum açtım güliz hanım istediğim ve taa bayramdan önce görüşmeye gittiğim işin beni onayladığını söylüyordu ve hemen işe başlamamaı istediklerini söylüyordu öylesine şaşırdık ve sevindik ki nasıl iyi bir haberdi bizim için anlatamam. napıcamızı bilemedik resmen. havalara değil denizlere daldık bu sevinçle =} neyse sonra geldi dalış yapmaya sıra dalgıç kıyafetlerimiz giydik önce ben atladım artık korku falan duymuyordum deniz altında gördüğüm trumpet balığı olsun süngerler olsun deniz hıyarları, amfora kalıntıları hepsi birbirnden etkileyiciydi ya ve çok güzeldi bılok deniz altı harika biryer o kadar rahatlatıcı ve huzurlu ki inanılmaz ya. bitince birdaha olmasını istiyorsun resmen. artık bi dalış kursuna gitmek yapılacaklar arasında üst sıralara ilerledi resmen. neyse dalıştan sonra pizza yedik etrafı dolaştık ve otobüsümüze binip döndük. içimizde harika tatilimizin bitmesinin çok büyük bir burukluğu olsada artık bir işim olmasının da sevinci vardı. öyle yada böyle birlikte herşey güzeldi...








0 görüş...:

Yorum Gönder

Search this blog