spermdin

yine

yine

büyüdün

büyüdün

iyisin.

iyisin.

cumartesiydi bılok.

16 Ocak 2011 Pazar

dünden bahsedeyim istiyorum.
sabah uyandım 10 suları do ile konuştuk akşam toplanacaktık ama öncesin de buluşalım demiştik hava güneşli diye bir keyif vardı etrafta.
ortaköy civarı dedim gidelim diye tamam deyip çıktık yola..
2 gibi üsküdardan beşiktaşa gittik, fotoğraf makinesinide getirmişti do, güzel fotoğraflar çektik bize kendilerinin zorla fotoğraflarını çektirten 2 gey vardı.(bkz. tıkla ve gör)
neyse devam ettik sonra bebek aranvutköy derken baltalimanına kadar gittik, borusan binasının hakkında ve önünde konuşurken fer aradı gel dedik herzaman ki gibi siporunu bizden ön planda tuttu.
neyse biz acıkmıştık ama civarda ki lamborciniler, ferrariler maseratiler hatta bentliyler falan açıkca oralarda yemek yiyemeyeceğimizi gösteriyorduk. zaten sadece kağıt helvanın 6 lira olduğunu gördük bir yerde sonra otobüse binerek aktarmamızla oradan uzaklaştık gelip beşiktaş balkon lokantasında yemek yedik =} yolda ve orda konuştuğumuz konu 50 trilyonun olsa kime ne alırsın, 1 trilyonun olsa ya düşürdük sonra, sonra 500 milyar .... do'nun günün anlam ve önemini belirten bir sözü vardı o galley tipi yatı gördükten sonra. zenginin parası fakirin ağzını yorar =} ama o galley midir nedir güvertesi çok güzeldi..... :D
neyse yemeklerimizi yedikten sonra vapura doğru gidiyorduk ki meydanda gündüz fotoğraflarını çektiğimiz gey herifler iyice sarhoş olmuşlar ona buna laf atıyorlar. vapur  ilen geçtik kadıköye geçerken fotoğraflara baktık baya baya beğendiklerimiz oldu.
sonra kadıköyde bay yengeçe oturduk yine. sıra ile gelenleri sölim giz geldi ilk, sem ile fer beraber geldi,sonrasında da cansel geldi.
cansel ilk günden işten istifa etmiş üzerine yağ dökmüş gecenin sonunda olacaklardan habersiz biraz mutsuzdu.
neyse sonra burgerda yemek yedik hadi bişeyler yapalım dedik klasik sokakta durup düşünme olaylarını yaparken birisi go kart dedi ben yapmam dedim ama diğerleri ok dedi bende okko siz yapın dedin. neyse onu da yaptılar koşuyolu kartingte yaptılar sem hepsinin eline verdi diyebilirim =}
sonrasında dedim evlere hayde, önce gizi bıraktık sonra do yu bırakırken sahilde bi sigara içip öyle gidelim dedik sigaraya orelet ekledik önümüz de işeyen utanmaz adamın gitmesinden sonra, bir kaçta enteresan fotoğraf çektik.
geceyi babamın yeter uleyn diye aramasından ve artık çocukları askere yolluycam yoksa kurutluş yok demesinden sonra bitirdik..


vol.1

13 Ocak 2011 Perşembe

uzun uzadıya yazasım var dersem yalan söylemiş olurum bılok.


belki de olmam bilmiyorum ama sorun o değil yazamadıkça geçmişi unuttuğumu sanmam ama unutmuyorum. düzenli olarak tuttuğum bir günlüğüm var gerekirse ordan bakar yazarım ben sana. dün babamın doğum günüydü, kutlamayanlar utansın evet , pasta kesmek için beni beklemişler ertesi güne geçmişken pastayı kestik =} malum 14-24 çalışıyorum biliyorsun.
14-24 vardiyasını sorarsan güzel bir vardiya. bol bol muhabbet ile geçtiğini söyleyebilirim, bu hafta gizde 10.30-20.30 çalışıyo zaten sonrada 11e kadar partlar var,partar 3 kişi bılok birisi cihan kendisi sinema televizyon okuyor ama bence yapabieceği son işi yapıyor her bakımdan hem çağrı merkezi hemde sinema tv olarak söylüyorum, beceremiyor bizi de zor durumda bırakıyor ama çok komik doğrusu. diğeri enes, oda doğuş üni de grafik tasarım okuyor, cumaya olan ödevleri için fotoğraf istedi bende bir kaç tane yüklüyorum şimdi maille onun çağrı alma performansı başarılı kendisi zıpır gibi olduğu için üstesinden geliyor. son part elemanımız ise mehmet oda doğuşta okuyormuş dış ticaret dedi galiba kaçıncı sınıf olduğu sorusuna cevap vermek istemedi uzun yıllardır okulda olduğunu belirtti sadece. sigaraya çıktığım da öğrendim ki dış ticaretten önce de tercümanlık okumuş bu bana özge şerbetçiyi hatırlattı lan şimdi oda onu okumuyor muydu fer doğuşta. neyse ingilizce konusunda bana profesyonel destek sağlayacağını belirtti eyvallah dedik. çağrı ama konusunda kendisi zaten önceden de koçtaş çağrı da çalıştığından tecrübeli havası sergiliyor, spartacus muhabbetlerinden geri kalmıyor. ayrıca bekir'in de çocukluk arkadaşıymış.
neyse dün çok komik birşey oldu gece partlar çıkmıştı gökşen ile ikimiz çağrı alıyorduk 11.20 falandı zaman. gaggenau'dan arıyor birisi 'nasılsın diyor' ama ses tonu rahmetli kemal sunalın inek şaban tiplemesi gibi bu arada kıvırcık ali de ölmüş.o da ölmüş deyince sabah kalktım malum tualete gittim yerde radikalin bir eki duruyor üzerindeki kapakta mezar taşları üzerinde facebook profil kapandı twittır hesap kapandı diyo dikkatimi çekti ve okudum. resmen benim merak etiiğim öldükten sonra bu hesaplar ne oluyoru yazmışlar. google hotmail eğer yakını olduğunu kanıtlayablirsen paylaşıyormuş bilgileri bide öldüğüne dair olan belgeyi.feysbukta öldükten sonra hesabı anıtlaştırabiliyormuşsun yine kanıtların lazım falan ve istatiksel olarak koymuşlar fesbukta şuan mevcut üyelerin %30 a yakını ölü durumda =}neyse sapığa dönelim. nasıl yardımcı olabilirim dedim yine nasılsın dedi gaggenau beyaz eşya dedim beni kıza bağla dedi =} görşmeyi bu şekilde sürdürmeyeceğim iyi akşamlar diliyorum deyip suratına kapattım. sonra gökşeni aradı onada aynı şeyleri söyledi =} gökşen de istediğiniz hizmet bu numaradan verilmiyor biz beyaz eşyalarla ilgileniyoruz onun için başka numaraları arayın deyip kapattı =}
bunun dışında belirli bir atraksiyon olmuyor hafta içi, saat 13.15te alıyor servis beni.
öyle be bılok .bu arada demin modemi açmaya gittim bizim mal kedi içerde fotoğrafta ki gibi yatıyor nasıl bir salak ya anlamıyorum gerçekten anlamıyorum.
bu arada geceden kalma kestane yedim de ben kestaneyi sıcak seviyorum :D
 cumartesi güzel bir şeyler yapmayı bence hakettik diyorum çocukları özlediğimi beliritiyorum her nekadar fer hayatından memnun şekilde bıloklarını yazsa da..

bırifink.

11 Ocak 2011 Salı

yazamaıyorum, yazamadıkça birikiyor, zaman geçiyor unutuyorum.
neyse ki ferin blogu varda bazı günler için orası referans oluyor.
bu hafta böyle geçer gider bılok 14-24 çalışıyorum çünkü, ama harika bir vardiya çok boş ve yeni gelen part elemanlar 7 de giriş yapıyorlar 11de çıkıyorlar ve bildiğin salaklar =} onlarla eğleniyoruz diyebilirim. bu hafta benim vardiya böyle ferin sınavları başladı projesi var, do'nun sınavları başladı sem de referans mektubu falan koşturcak canselde bol bol uyuyo gibi bir hafta görüşmeme kararı aldık =}
sana uzun ve güzel bir özet yapıcam hafta sonuna kadar zaten taslağım kayıtlı akılımdasın.
bay yengeç olsun şebboy olsun hönönö olsun anlatcam ulan hepsini ama şimdi değil =}
seviyorum bılok seni öptüm.

yeniliksin.

9 Ocak 2011 Pazar

yeni teman hayırlı olsun, uğurluda olsun da.
şu yukarda ki silinmeyen yer beni çıldırttı haberin olsun.

dikkat kısadır.

farkındayım bılok yazamadım.
yılbaşını yazamadım ayıp oldu...
yılbaşı rengi kırmızıdır, sen de al nasibini..




kısa cümleler bol görseller ile akıllar da yer edisinsin istiyorum. her ne kadar mini giysekte boydan fotmuz yok ama olsun =} evet kafası güzel olan vardı, evet yeni yıla girdiğimiz an istanbul'u mimar sinanın yanında ki parktan seyrettik mimar sinan'a kadar yetişemedik diye küsenler oldu ama girdik işte.. o değil az kalsın metroda girecektik o ayrı. önce nişantaşın da burkilere gittik bi tur atalım diye ondan böyle gecikmeler yaşandı. hayal ettiklerimizin hiçbiri olmadı partide =} dans ettik, dans ettiler falan falan. ferin arkadaşları sağolsun küfürü de yediler öküzcanlar.
fotograflar da görünce şaşırma kend kendi avuçlarken objektiflere yakalanan insanları bilerek kırmızı çerçeve içerisinde aşifte ediyorum.
sem çok fena sarhoş olup çıkışta 15le 15i çarpamadı ama yaprağa rengi ne verir diyince bildi =} do ile ber semi eve götürürlerken saat 4e geliyordu sanırım, biz de sucuk yedik cans, burak, fer, apo, çağrı ve lise mezunu. sonrasunda üsküdar'a geldik, fer bize geldi biraz da bizde oturduk geceyi ilk günü sabah 630 sularında bitirdik. biz bitirdik giz ile burki taksime doğru devam etmek üzere yola çıktılar.
sana o gün ki insanları yazayım da aklımızdan çıkmasın: ben,cans,fer, giz, do, sem, berkc, apo, çağrı, ferin aranan arkadaşları ve lise =}
bu aralar yeni yıldan daha çok eğleniyoruz o yüzden o gün için bu kadar alışılagelmişin dışında kısalıkta bir girdi ile sana son verip diğer günlere geçmek isterim.
babay beybi yu babay.

babamın mor poşeti.

2 Ocak 2011 Pazar



 merhabalar can dostum güzel insan sevgili bılok.
2011in ilk yazışmasını başlattım sana karşı işte. hediyelerimizi verdiğimizi o güzide günden başlamak isterim.
toplanmaya başladık herkes hediye paketleriyle gazete kağıtlarıyla eve gelmeye başlamıştı babamın mor çuvalı oldukça dolmuş herkes heyecan içinde hediyelerine kavuşmayı bekliyordu.
tek tek okumaya başladık anıl hariç 3 er hediyelerimiz tamamlanınca artık açtık =}
sana tek tek yazim;
bana Anıl çıkmıştı hiç şaşırmamış korktuğum başıma gelmişti =} şaka şaka.
çk değişik bi radyo almış valla beğendim ondan bklemediğim bir performansı gerçekleştrmişti.
1 mlyonlukta doğuş bana çaldığı çay bardağı ve tabağını getirmişti
el işinde ise fer bi kolaj çalışması ile fotoblokla karşımızdaydı =}
fere do horozlu saat,cansel el işi süper ötesi kravat, bende bir milyonluk kazı kazan almıştım ki o kazı kazandan şansına 8 tl çıkarak kendsnn bugune kadar çıkan en büyük kazı kazan ikramiyesi oldu =}
cansele ben foto makineli kolye, gizem el işi olarak kara kalem portresini ve bir milyonlukta polis seti almıştı.
do'ya cansel vosvos minibüslü eskitilmiş bir araç, bir milyonluk olarak sem kayganlaştırıcılı bişeyler detaya girmyorum =}el işide ben bi takvim hazırlamıştım.
gizeme sem ayakkabılı hoparlör, yine sem yumurtalardan yapılmış mum ve bi milyonlukta cansel maske almıştı.
anıl'a fer uçaklı bir şaraplık almıştı.
sem'e giz elektirik çarpan bir oyun el işi olarak doğuş geniş geniş bir kara kalem çalışması 1 liralıkta fer konfeti almıştı.
hdiyelerimiz bu şekildeyid bılokçum güzeldi eğlenceliydi ve heyecanlıydı =}
şimdi bugunu bitirip bira ara verip yılbalına geçeceğim.
saygılarımı selametle ilettim.

Search this blog