spermdin

yine

yine

büyüdün

büyüdün

iyisin.

iyisin.

zamanlar uzayınca...

15 Kasım 2010 Pazartesi

merhaba bılokum canum.
seni inan ben de özlemedim değil. arada lafını çok ettik çok günler oldu ki andık seni. varlığından bir haber insanların arasında biz söyledik seni.
he ne oldu diyeceksin yaşın kemale mi erdi.evet ulan erdi. evet erdi. iş insanı oldum ben sabah 6larda kalkan gidip servisini bekleyen.
sorma bılok.
o kadar değişti ki herşey. hiç de güzel değil belki de. işe gitmek çok sıkıcı. anaokulu günlerim de nasılsam yine öyle oluyorum. oraya gittikten sonra geçiyor ama o serviste oraya gitmemek için aklımdan geçirdiğim kaza senaryolarını kar maskeli gasp senaryolarını, servisten çıkacak kaçak madde senaryolarını ben aklımdan geçirene kadar çoktan gelmiş oluyoruz zaten sevgili alaadin beyin kullandığı aracımız ile süper bsh binamıza.
serviste bi didem hanım var. kendisinin konuşması çok enteresan. sürekli ağzında birşey varmış gibi ama aynı zamanda da bu ağız doluluğunu karşısındakine bir turistmiş gibi anlatmaya çalışan desibel olarak yükseklerde uçan bir kadın. seçil ismini annesine telefonda telaffuz ederken 7 kere seçıl seeçıll seçıııl diye bağırmasıyla tanıdım onu ilk günümde. taner bey var kendisi tam bir mal kusura bakmasın. aynı yerden servise biniyoruz kendisi sürekli benden önce binmek için önüme atlıyor, sanki yerini kapıyormuşum gibi. bide insan günaydı falan der ya sabahın 7.17 sinde servise biniosun7.14ten itibaren yanımda bekliyorsun gelmişsin 65 yaşına ama hiç insanlık öğrenememişsin taner bey kusura bakma.
servisle giderken mp3ümü belli bir şarkıda kapatıyorum. dönerken dinlemek üzere özel bi şarkı seçiyorum ve dönerken ki mutluluğumu anlatamam sana bılok.
neyse sana biraz hayatımızın iş dışında kalanından bahsetmek istiyorum.
çok şeyler değişti bılok mesela fer saçlarını kestirdi bundan da haberin yok sanırım ki. tarrakçıya götürrdük ve kestirdik üstelik ilk makası da ben attım. sana da birşeyler olmuş bılok fotoğraf yükleyemiyorum allalal.
gece parkta 4lere 5lere kadar oturduk.adaş olsun yere vurmalı kafa karıştırıcı oyun olsun basketbol olsun oynadık da oynadık. yaz bize güzeldi açıkcası bizde keyfini çıkardık. abone bile olduk parka sen ne diyorsun =} güzeldi gerçekten de herşey.
sonra bir basketbol maçı izlemişiz ki inanılmaz gerçekleşti resmen ve resmen son sn'de kazanıp finale çıktığımız maç slovaklarla harikuladeyd ya fer nev sem izledik dgd de. sonra ordan tura falan katıldık istemeden resmen =} moda da oturduk gece sonlanırken ve akıllara kazınan bir repliğimiz oldu orda. "ekmek lazım mıymış bari?"
sonra semlerin yazlığa gittik rivaya. o kadar güzeldi ki bilmem nasıl anlatabilirim sana. evin her yerinin ayrı bir güzelliği var resmen. en çok da o salonun girişinde hemen sağda duran küçük ayaklı vitrin gibi şeyi sevdim galiba =} orda fer de içmeye başladı bılok. votka ile açılışı yapıp chivasla devam etti. gecenin 4ünde çığlıklar ve danslar ile adaş oynayan bizler nevzatın oyunda olduğunu unutunca 15 dakika boyunca amaçsız olarak zıplamasına çok güldük sonradan. neyse ki bunu seninle de paylaşıcam berkcanın çektiği vidyo sayesinde :D
ineklerle fotoğraf çektirmek istediğimiz için biraz zorluk yaşadık ama riva bitirme tezinden sonra gözüme çok korkunç görünmesine rağmen artık nadide bir yer benim için =}
ayrıca ön koltuk karşılığında pirzolamı berkcana verdiğimi unutmadım ve o gece çekilen mükemmel dublaj vidyoları da var.

0 görüş...:

Yorum Gönder

Search this blog